Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başalrı şöyle:
"Bakanlığımızın yeni yerleşkesinin temellerini atacağımız bu törende sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Dünyanın dört bir yanında devletimizi başarıyla temsil eden diplomatlarımızı sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum. Dışişleri Bakanlığımızın 1988'den beri tam 37 yıldır bulunduğu bina, son yılarda bakanlığımızın genişleyen vizyonuna, artan ihtiyaçlarına ve personel sayısını karşılamak için yetersiz kalıyordu.
En sonunda içimize sinen bir projeyle bu ihtiyacı gidereceğiz. Yerleşke günlük 6 bin kişiye hizmet verecek kapasiteyle tasarlandı. 750 kişilik konferans salonu, 2600 kişilik yemekhane ve çeşitli destek birimleri bulunacak.
Hariciye teşkilatımız asırlara dayanan geleneğiyle devletimizin yüz akı olmuş bir kurumdur. Tarih boyunca müstesna bir mevkiye sahip bakanlığımız, ülkemizin dünyaya açılan kapısıdır. Bu proje, Dışişleri Bakanlığımızın gurur tablosu olacak, şehrimizde yıldız gibi parlayacaktır. Projenin bir an önce tamamlanmasını yürekten temenni ediyorum. Bu büyük projeye katkı yapan herkese şimdiden tebriklerimi iletiyorum.
Uluslararası siyaset giderek daha değişken, belirsiz ve öngörülmez bir hal alıyor. İçinde bulunduğumuz bölgede gözlerimizi her sabah yeni bir krize açıyoruz. Hükümet olarak tüm bu krizleri başarıyla yönetmenin gayretindeyiz. Gerektiğinde sesimizi yükseltiyor, hakkı haykırıyoruz, gerektiğinde çatışan tarafları aynı masa etrafında oturtuyoruz. Kimi zaman yumuşak gücümüzü, kimi zamanda sert güç yeteneğimiz kullanarak krizlerin üstesinden geliyoruz.
Türkiye, güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir dünyaya inanmakta ve böyle bir dünyanın mücadelesini vermektedir. Başları dara düştüğünde dost ve kardeşlerimize yardım eli uzattık, savunma sanayii kapasitelerini artırmalarına destek olduk. Büyük devlet refleksi neyi icab ettiriyorsa biz de ona göre davrandık.
Türk dış politikasının hedefleri bellidir: istikrarı korumak, huzuru büyütmek, kardeşlik bağlarını güçlendirmektir.
Provokasyona gelmeyiz, tuzağa düşmeyiz, mikrofon ve klavye kabadayılarının kuru tehditlerine gelmeyiz. Türkiye'nin dış siyaseti barış odaklıdır fakat hadsizlikler karşısında susacak, geri adım atacak değiliz. Bölgemizi kan deryasına çevirmek isteyenlerin karşısında tarih boyunca olduğu gibi dimdik ayakta duracağız. Biz zulme ve zalime boyun eğmeyiz.
İsrail'in vahşi saldırıları altında hayatta kalma mücadelesi veren Gazzeli mazlumların yanında olmamıza kimse engelleyemez. İsrail haydutluğunun hedefi olan kardeşlerimizle dayanışma içindeyiz. Terör ve katliam akıl kilitlenmesidir. Bölgemizi esir alan bu kanlı kilit kırılacaktır.
Kalbimizin yarısı Mekke yarısı Medine'dir. Bunların üzerinde bir tül misali Kudüs vardır. Kudüs bizimle birlikte 2 milyarlık İslam aleminin ortak davası ve mirasıdır. Kudüs-ü Şerif'i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz.
Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek. Bundan 27 yıl önce koyduğumuz tavrı hiç unutmayacak, varsın onlar öfke nöbetleri geçirmeye devam etsin. Biz Müslümanlar olarak, Doğu Kudüs üzerindeki haklarımızdan tek bir geri adım dahi atmayacağız.
Kudüs'ün tekrar barış huzur ve güven şehri olması için mücadelemiz devam edecek. Doğu Kudüs'ten geri adım atmayız. Bağımsız Filistin devleti için çalışmaya devam edeceğiz."
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 ispartahaberler.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.